25 Aralık 2010 Cumartesi
12 Aralık 2010 Pazar
5 Aralık 2010 Pazar
Gitaristin kıvırcığı,glam kızın sarışını makbuldür.
Tam siyah ojeli gitarcı olayı kaldı mı ki derken bu iyi oldu :)
3 Aralık 2010 Cuma
30 Kasım 2010 Salı
21 Kasım 2010 Pazar
10 Kasım 2010 Çarşamba
9 Kasım 2010 Salı
Boynum ağrıyor :(
2 Kasım 2010 Salı
23 Ekim 2010 Cumartesi
26 Eylül 2010 Pazar
25 Eylül 2010 Cumartesi
7 Eylül 2010 Salı
31 Ağustos 2010 Salı
28 Ağustos 2010 Cumartesi
8 Ağustos 2010 Pazar
Hani
Bir tedirginlik, huzursuzluk doğacak içinde, onun ile yanyana, yüzyüze olunca - o denli yabancı düşmüş olacaksın ki yaşamın kendi, sahici anlamına, aykırılık duyacaksın ondan - ancak o zaman anlayacaksın, nasıl tam da senin kendi anlamın - ta kendin - olduğunu onun : o yıllar boyunca kendine ne denli aykırılaştığını -- ama, o da hemen duyacak, duyumsayacak senin duyduğunu : suskunlaşacak, kapanacak, uzaklaşacak...
Anlamayacaksın---
Çünkü, işte, temiz değilsin ki...
Ne çok yalan barınıyor oranda-buranda--ne çok sahtelik...
Ne çok sensizlik--sende...
Ne çok sensizsin sen---
ne çok sensiz sen...
Şimdi işte--olanak : sen ol sen.
Oruç Aruoba.
21 Temmuz 2010 Çarşamba
17 Temmuz 2010 Cumartesi
14 Temmuz 2010 Çarşamba
27 Haziran 2010 Pazar
21 Haziran 2010 Pazartesi
18 Haziran 2010 Cuma
15 Haziran 2010 Salı
10 Haziran 2010 Perşembe
7 Haziran 2010 Pazartesi
Masa da masaymış ha
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
28 Mayıs 2010 Cuma
İçtim şarabı,
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.
Ömer Hayyam
27 Mayıs 2010 Perşembe
13 Mayıs 2010 Perşembe
7 Mayıs 2010 Cuma
25 Nisan 2010 Pazar
27 Mart 2010 Cumartesi
Rakı bana,ben ona bakarız muntazaman
26 Mart 2010 Cuma
3 Mart 2010 Çarşamba
22 Şubat 2010 Pazartesi
25 Ocak 2010 Pazartesi
Elma Şekeri
Ne kadar da zor aslında yemesi tüm cazibesine rağmen. Bulmak mesele zaten, arayıp bulunan bir şey değil tamamen tesadüf karşılaşmak. Sonra almak veya almamak teredüttü. "Alsam napıcam ama çok da güzel bak ne zamandır da görmemiştim yeniden bi şans? Yok yok bu yaşta çok sert olur artık dişime göre bir şey hem zararlı değil mi ki bundaki boya? Noluyoruz yahu öldük mü hala genciz hala eğlenceliyiz bak içimizdeki çocuk kıpır kıpır (peh). Madem beraberiz gel bir fotoğraf çektirelim de eşe dosta gösterelim olan olmayan belli olsun." Ulan ne metaformuş beni benden aldı, şeker işte, yedim bitti zaten...
21 Ocak 2010 Perşembe
Deja Entendu
Fransızca'da "daha önceden duyuldu" manasına gelen bu kalıp, deja vu gibi bir yanılsamadır. Kişinin yeni işittiği bir şeyi daha önce de işittiği duygusuna kapılmasıdır kısaca. Bu hafızadaki bir çarpıtmadan ya da yanlış tanımlamadan kaynakladır.
Yani bu sitede gördükleriniz veya okuduklarınız belki "deja entendu", belki de "de get la"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)